Klinik Psikolog Ecem Özcan Tatlıdil, sonbahar depresyonu ile ilgili bilgi verdi. Tatlıdil, depresyonun ortaya çıkış dönemi, belirtileri ve etkilerine ilişkin, “Mevsimsel değişkenlik gösteren bir duygulanım bozukluğu olan sonbahar ve kış aylarında ortaya çıkan sonbahar depresyonu, genellikle sonbaharda başlayıp kış boyunca devam etmektedir. İlkbahar ve yaz aylarında nadiren de olsa görülmesi mümkündür. Havaların kötüleşmesi, günlerin yaz mevsimine göre kısalması, açık alanlardan tekrar güneşsiz kapalı alanlara girilecek olması kişilere keyifsizlik ve mutsuzluk verebilir. Yapılacak aktivitelerin sayısı daralmış hissiyatı içine girilebilir” diye konuştu.
Sonbaharın ve kışın gelişiyle birlikte azalan güneş ışığının hormonları etkilemesiyle uykuyu düzenleyen biyolojik saatin bozulduğuna dikkat çeken Tatlıdil, “Ayrıca güneş ışığının azalması nedeniyle beyindeki kimyasal maddelerin salgılanmasında sorunlar oluştuğu ve bu sorunların kişiyi depresyona sürüklediği söylenebilir. Ülkemizde her 100 kişiden 5-6’sında sonbahar depresyonu görülmektedir. Diğer bir açıdan depresyon tanısıyla tedavi edilenlerin yüzde 65’ini sonbahar depresyonu yaşayanlar oluşturmaktadır. Bu bakımdan sonbahar depresyonu tüm depresyon vakaları içinde en sık görülen türdür. Sonbahar depresyonu en sık 17-25 yaş aralığında görülmektedir. Sonbaharın gelmesiyle birlikte ve okulların açılmasıyla, aileler içinde okul, ders ve sınav telaşı başlamış ve bu durumu yaşayan ebeveynlerin de stres seviyeleri artmıştır. Yaz günleri tatil ve dinlenmeyle geçtikten sonrasında birdenbire böyle bir yoğunluk hali de mevsimsel depresyona sebebiyet verebilir” dedi.
SONBAHAR DEPRESYONUN BELİRTİLERİ
Sonbahar depresyonunun belirtilerine değinen Tatlıdil, şunları söyledi: “Normalden daha fazla hissedilen yorgunluk, halsizlik ve bitkin olma durumu, iş akışımız içerisinde dikkat eksiklikleri, odaklanma problemlerinde artış, kendini suçlu hissetme ve değersizlik duygusu, düşüncelerin yoğun yaşamasından kaynaklı intihara yönelme, kaygı bozuklukları, aşırı kilo alma ya da kilo kaybı, sinirli ve geçmeyen ruh hali, sürekli bir üzgünlük hissedilmesi, mutsuz, isteksiz ve umutsuz olma hali ve uyku bozuklukları gibi belirtiler sıralanabilir. Ayrıca cinsel istekte azalma, sıkıntı, çaresizlik duyguları, neşesiz bir ruh hali, hareketlerde yavaşlama, geçmişe dönük pişmanlık, suçluluk duyguları da sayılabilir. Bununla birlikte güneş ışığındaki azalmanın mevsimsel depresyonu tetikleyen en önemli etken olduğu bilinmektedir. Güneş ışığının azalmasıyla birlikte serotonin seviyesinde azalma ve buna bağlı olarak melatonindeki artış, bu iki hormon arasında dengesizlik yaratarak depresyonu tetiklemektedir. Melatonin hormonu fiziksel enerjiyi yavaşlatır, uyku hali verir ve kişiyi yorgun hissettirir. Kişi gece uykusunu ne kadar iyi alsa da bir türlü dinlenmiş hissedemez ve gündüz de uyku ihtiyacı doğar. Böylelikle mevsimsel depresyon belirtileri ortaya çıkmaktadır.”
‘KADINLARIN MEVSİMSEL DEPRESYON GEÇİRME RİSKİ DAHA FAZLA’
Kadınların erkeklere oranla mevsimsel depresyon geçirme riskinin 4 kat fazla olduğunu vurgulayan Tatlıdil, “Depresyon geçirme riski tüm insanlar bakımından yüzde 15 olarak hesaplanırken, bu oran kadınlar açısından bakıldığında yüzde 25 gibi yüksek değerlere ulaşmaktadır. Kadınlarda görülen bu yüksek orana neden olarak kadınların hormonal değişiklikleri daha yoğun olarak yaşamaları gösterilmektedir. Kadınların normalde erkeklerle kıyaslandıklarında depresyon geçirme riskleri bu kadar yüksek iken mevsimsel depresyon geçirme oranları tam dört kat daha artmaktadır” dedi.
SONBAHAR DEPRESYONUNA TESLİM OLMAYIN
Yaz mevsiminden kış mevsimine geçildiği bu dönemin bir geçiş süreci olduğunu söyleyen Tatlıdil, “Kendinize zaman ayırarak işe başlayabilirsiniz. Sinemaya, tiyatroya gidebilir ya da sevdiğiniz insanlarla vakit geçirebilirsiniz. Hava şartlarının sizi engellemesine izin vermeden açık havada temponuza uygun yürüyüşler yapabilirsiniz. Yağlı yiyeceklerden mümkün olduğunca uzak durmalı ve enerji veren karbonhidrat ve protein içeren yiyecekler tüketmeye çalışmalısınız. Gün ışığından daha çok yararlanmak amacıyla evinizde birtakım düzenlemeler yapabilirsiniz. Hoşunuza giden aktiviteler yapıp, bu sayede dikkat ve odağınızı başka yöne çevirebilirsiniz. Bedeninizi ve ruhunuzu rahatlamaya yönelik aktivitelerde bulunabilirsiniz. Günlük rutinlerden vazgeçmeyerek, sabahları erken kalkmaya özen göstermelisiniz” diye konuştu.