CHP Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka: Atatürk İlkelerinden Ödün Vermeyeceğiz

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, “Asla ve asla Atatürk ilkelerinden ve devrimlerinden ödün vermeyeceğiz. Ben bu inançla, bu Pazar günü yapılacak olan saat 13.00’teki Tandoğan mitingimize hepinizi davet etmek istiyorum. Cumhuriyetimize, Anayasamıza, emeğimize, ekmeğimize, laikliğe, demokrasiye, Atatürk ilke ve devrimlerine, güçler ayrılığı ilkesine, hukukun üstünlüğüne, insan haklarına sahip çıkmak isteyen herkesi orada görmek istiyoruz” dedi.

Atatürkçü Düşünce Derneği Çayyolu Ümitköy Şubesi, bugün Ankara Ümitköy Çankaya Evi ve STK Merkezi’nde; “Yayılmaya Çalışılan Çağ ve Akıl Dışı Gerici Anlayışın Farkında ve Karşısındayız” başlıklı açıklama yaptı.

Açıklamaya, CHP Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığından Sorumlu Genel Başka Yardımcısı ve Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka da katıldı.

Nazlıaka, burada yaptığı açıklamada, şunları söyledi:

“Bir ADD üyesi olarak, ama önemlisi bir Cumhuriyet kadını olarak koşa koşa geldim… İyi ki varsınız, iyi ki varız. Sayıca çoğalmamız gerektiğini hepimiz biliyoruz. Az önce söylenildiği gibi gerçekten gün geçmiyor ki Atatürk ilke ve devrimlerine ve Cumhuriyetimize yönelik bir saldırı gerçekleşmesin. Gün geçmiyor ki karşı devrim yanlıları yeni bir adım atmasın.

Ama bizler böyle bir arada durarak, birlik beraberlik içinde olarak, dayanışarak onlara geçit vermeyeceğiz. Gücümüzü kendimizden, birlikteliğimizden, ortak irademizden, Atatürk ilke ve değerlerinden alacağız ve almaktayız.

Yıl 2014… Ankara’da bir hilafet konferansı düzenlenmek istendi. O dönemde Ankara Milletvekili olarak; hem onlara salonu veren dönemin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek hakkında suç duyurusunda bulundum. Hem de Meclis’e bir önerge verdim. ‘Türkiye Cumhuriyeti’nde hilafet konferansı düzenlenemez, Türkiye Cumhuriyeti laik bir ülkedir; bu konferans asla ve asla gerçekleşmemelidir’ dedim. Konferans iptal edildi. 2016 yılında, tekrar Ankara’da, hilafet konferansı düzenlemek istedi gericiler. Gene aynı şekilde suç duyurusunda bulundum; bu sefer hem Melih Gökçek, hem dönemin Emniyet müdürü, hem de Ankara Valisi hakkında… ve bir soruşturma başlatıldı. Verdiğim önerge ile ilgili olarak da işleme alındığı bilgisini aldım. Tam o dönemde referandum tartışmaları gündeme gelmişti. Ben de bir üniversitede konuşma yapıyordum, neden anayasamıza sahip çıkmamız gerektiğine dair… Konferans esnasında yanıma geldiler ve beni güvenlik nedeniyle sahneden indirdiler. Çünkü o tarihte Hizb-ut Tahrir, kendi web sayfasından, benimle ilgili bir tehdit açıklamasında bulunmuştu. ve o dönemde İçişleri Bakanlığı bana koruma verdi. Çünkü Hizb-ut Tahrir, AKP’nin getirmeye çalıştığı bu ucube Cumhurbaşkanlığı Sistemi, yeni Başkanlık Sistemine karşıydı.

Bugün geldiğimiz noktada, İstanbul’un göbeğinde hilafet ve şeriat çağrıları yapılıyor. Bunu yapma cüretini gösterenler oluyor. Adeta hiçbir şey olmamış gibi ülkeyi yönetenler duymazdan geliyorlar. Üstelik bu etkinliğin düzenleyicileri de iktidarla bağlantılı olan vakıflar, dernekler, temsilcileri.

Gerçekten de tehdit altında Cumhuriyetimiz. Bunu hepimiz biliyoruz. ÇEDES projesini devreye soktular. Bu proje ile okullara imam soktular. Hatırlayın bir dizi vardı, Hayat Bilgisi. Dizinin başrolünde, Perran Kutman vardı, Perran Kutman bir öğretmendi, öğrenciler ona hocam dediğinde, Perran Kutman demişti ki, ‘Bana hocam demeyin, öğretmenim demeyin, hoca camide olur.’ Bugün imamları okulları soktular, anaokullarına mescit zorunluluğu getirdiler. 4 artı, 4 artı 4 sistemi ile birlikte kız çocuklarımızın okullaşma oranını düşürdüler, sonra da Milli Eğitim Bakanı da dahil olmak üzere karma eğitimi tartışmaya açtılar. Milli Eğitim Bakanı okulların kızlı erkekli olması nedeniyle bazı velilerin, çocuklarını okullara göndermediğini ve bunun için de kızlar için ayrı okullar açılması gerektiğini söylüyor.

Ey Milli Eğitim Bakanı; senin görevin çocuklarını okullara göndermeyen velileri bulmak ve o çocukların okullara erişimini, eğitime erişim hakkını savunmaktır. Madem çocuklar okullara gitmiyor, o zaman okulları bölelim, ayıralım demek değildir. Bunun cezası vardır. Günlük 15 TL, bir velinin çocuğunu okula göndermemesinin cezası günlük olarak belirlenmiştir. Bu her şeyden önce bu anayasaya aykırıdır. Çocuğun eğitime erişime hakkının kısıtlanmasıdır.

Bir yönetmelik değişikliği ile birlikte tarım emekçisi olan ailelerin çocuklarını çalıştırması koşulu ile gezgin okullar açmak yerine, bu çocukların eğitime erişimini sağlamak yerine dediler ki, okula gitmeyen tarım emekçisi ailelerin çocuklarından aileler sorumludur. Yani Milli Eğitim Bakanlığı kendi omuzlarındaki sorumluluğu tamamen yoksulluk ile yoksunlukla mücadele etmek zorunda kalan ailelere yüklemiş oldu.

Her geçen gün Atatürk ilke ve değerlerine saldırı var. Statlardan Atatürk’ün ve İnönü’nün adını çıkardılar. Ama ne oldu? Suudi Arabistan’ın başkentinde, o sermayeye boyun eğmek amacıyla bir etkinlik düzenlediler, Cumhuriyet’ten eski olan iki takımımız, Atatürk tişörtü giyilmemesi konusunda Suudi Arabistan hükümetinin yaptırımına baş kaldırdı. Ülkemizin onurunu korudu ve sahaya çıktı. Onlar istedikleri kadar statlardan Atatürk’ün ismini silmeye çalışsınlar, biz millet olarak, ulus olarak onları kalbimize yazmışız.

Asla ve asla Atatürk ilkelerinden ve devrimlerinden ödün vermeyeceğiz. Ben bu inançla, bu Pazar günü yapılacak olan saat 13.00’teki Tandoğan mitingimize hepinizi davet etmek istiyorum. Cumhuriyetimize, Anayasamıza, emeğimize, ekmeğimize, laikliğe, demokrasiye, Atatürk ilke ve devrimlerine, güçler ayrılığı ilkesine, hukukun üstünlüğüne, insan haklarına sahip çıkmak isteyen herkesi orada görmek istiyoruz.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir